İnsanlar hep bir totem yapmak ister ya hani. İşte uğurlu küpem, şanslı kalemin, şans getiren bilekliğim , tokam , sayım derken bende bi totem yapmak istedim. Futbolcuların hayatlarını okurdum araştırırdım, hepsinin forma numarasında bir anlam vardı nerdeyse. Örn: Thierry Henry 14 numara giyerdi çünkü 1+4=5, oğlunu 5 yaşındayken kaybetmiş her maça çıkmadan forma numarasını öper çıkarmış. Bu tarz forma numarası totemleri basketbolcu, voleybolcu derken herkeste olur nerdeyse.
Benimde Ankara Demir Spor da ilk resmi maçımdı. Sezonun ilk maçı grubun iddalı takımlarından Gölbaşı Belediye Spor maçında hoca beni de oynatıyor ve forma numaram 4 nuamaraydı. Sonra hep 4 numara giydim, ordan da bi totem oldu bana.
O maçı hatırladıkça mutlu olurum unutamadığım maçlardan birisidir. Aklımda kalan iki pozisyon var zaten. Birisi tam çizginin üstünde son anda bizim kale de kurtardığım goldü. Çok dikkatimi çekmişti ayağım tam çizginin üstündeydi yani saniyelerle kalemizde gol olabilirdi. Diğeri ise baya komik;
Kaleci topu degaj yaptı öğlen saatleri tabi güneş tepede. Topa bakacam derken gözüm kamaştı ortalık karardı bi an, bi yandan da rakibi önüme almışım onu tutmam lazım. Benim gözler kamaşıp ortalık karışınca elimi öylesine attım adamı tuttum. Kafamı kaldırdım top kaleciye gitmiş işte rakip geldi yanıma ; kardeş biraz daha yavaş ol ya şortu indirdin anasını satayım dedi. Meğersem etraf karardığında adamın şortundan tutmuşum :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder